17 Ekim 2010 Pazar

Kitap

Sıradan günlerden birinde gördü vitrindeki o kitabı. İlk zamanlarda sadece geçerken göz atıyordu. Birkaç gün sonra vitrinin önünden geçerken kitaba son derece dikkatli bir şekilde bakmaya başladığını farketti. Vitrinin olduğu sokağa girdiğinde heyecanlandığını hissetmesi ise fazla uzun sürmedi.

Artık sadece kitabı görebilmek için yolunu değiştirir, ona birkaç saniye fazla bakabilmek için adımlarını yavaşlatır olmuştu. O vitrinin önünden geçtiği her günün sonunda başını yastığa koyduğunda kitabın içindekilerini, onun anlattıklarını tahmin etmekten kendini alamıyordu.

Onu kelime kelime, satır satır okumak, o başucundayken uykuya dalmak, tekrar tekrar aynı heyecanla onu keşfetmek. Tek hayali bu olmuştu. Artık vitrinin önünden geçerken yürüyemiyor, başka birşeyle ilgeliniyormuş gibi yapamıyordu. Sokağın ortasında durup dakikalarca ona bakıyordu. Sayfalarında mutluluğu barındıran, satırlarıda heyecanı ve aşkı vaad eden bu eşsiz yapıta.

Güzel hayallerle geçen günlerin ardından bir gün içeri girdi. Deli gibi atan kalbini yavaşlatmaya çalışarak, elleri titreyerek aldı kitabı. Gözleri parlayarak kapağını açtı. Geceler boyu kurduğu hayaller okumaya başladığı ilk satırların gözlerinin önünden silinmeye başlamasıyla beraber kül olup gitti. Reddedildiğini anlayarak kapattı kitabı. Onu vitrinde uzak bir rafa koyarak dışarı çıktı. Artık ne o caddeden geçebilir, ne de kitabı bir daha görebilirdi. Elinde sadece hayal kırıklığı vardı.

Ne o caddeden geçti uzun süre, ne vitrine baktı. Ama kendi ile başbaşa kaldığı anlarda düşünmekten vazgeçmedi. Vitrinin önünde durduğu her anı tekrar yaşadı. O sade ve duru güzelliğin çekiciliğini hissetti. Bazen gözlerini kapadığında onun sayfalarında yazan mutluluğun hayalleri geldi rüyalarına. Bir acaba vardı içinde.
Günler geceler boyu bunları düşündü. Kafasında dönüp duran girdaplar bu hayalleri yutana kadar düşündü. Onu unuttuğuna inanana kadar.

O caddeye ilk girdiği gün gibi sıcak bir yaz günü tekrar girdi o caddeye. Vitrine doğru ilerlerken onu tekrar göreceği için mutluydu sadece. Ona bakmanın bile kendisini ne kadar mutlu ettiğini hatırladı. Sadece izleyecek, o muhteşem güzelliğin tadını çıkartacak ve hayatı her zaman olduğu gibi devam edecekti. Duygularına hakimdi.

En azından onu görene kadar öyle olduğunu düşünüyordu.

Gördüğü anda aradan geçen koca bir senenin hiçbir şeyi değiştirmediği gerçeği çarptı yüzüne. Kalbi yine deli gibi çarpıyor. Gözlerini ondan alamıyordu.

Fakat bu sefer ne onu ilk gördüğü zaman gösterdiği kadar sabrı, ne de onsuz geçen bir yıl boyunca yaptığı gibi gecelerini acabalara ayıracak gücü vardı. Yapmak istediği tek şey kitabı almak ve hayatı sanki buna bağlıymışcasına tekrar tekrar okumaktı. Kırılıp paramparça olan hayallerini tekrar birleştirdi, dağılıp kaybolan özgüvenini tekrar topladı. İçeri girdi, kitabın pürüzsüz cildine dokundu ve kapağı açtı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder